21 Ocak 2012 Cumartesi


öpüyorum önce
sonra yağmura bırakıyorum adını
say ki adın bir japon feneridir
bir çocuğun suya bıraktığı,
karanlığı turuncuya boyamak için...
rüyaya vuruyorum kendimi
mavi mavi kanıyor gece
kınsız bir bıçak gibi çırılçıplak ve arsızım
bir daha vuruyorum
bir daha
sen olup akıyor içime hece hece...
saçlarını özlediğimi anlıyorum
elimi uzatıp altın başaklı tarlaları okşuyorum
kehribar rengine boyanıyor ellerim
çatlamış dudaklarıma sürüyorum
nasılda susamışım
nasıl!
eflatun yelkenli gemiler geçiyor gecemden
hepsinin pruvasında sen
/sahi,
biz kaç buzulu sulara gömüpde geldik buralara?/
o
ufacık iskele benmişim meğer
kollarımı açıyorum açabildiğimce
yunusların yaralarını öpüyor dudaklarım
mora kesiyor
sen
bana geliyorsun...
-
gece dolu dizgin koşuyor
deli taylar gibi
nefes nefese kalıyor bedenim yokluğunda
tuzaklar kuruyorum sabahına
sabahlarına
çiçeklerden...
-
bekle
bir gece ayışığıyla birlikte süzülüp
pencerenden içeri
ılık bir şarkı gibi...
-
susamışım
su gibi bekle...
-
simurg/kırlaangıç/

4 yorum:

  1. en nihayet
    buraya döndük, yakında hem simurg hem kırlangıç hem nehiro birleşerek yepyeni yeni bir sayfa olacak o güne kadar böyle idare edelim canım...

    çiçekler dökülmüş
    yollara...
    gelecekmişin gibi,
    rüzgar çıkmış hafiften
    nefesin gibi,
    güneş ılıklaşmış
    ellerin gibi....
    bu da benden...

    YanıtlaSil
  2. nasıl severim Japon fenerlerini, yeni yıl yaklaşırken caddede ki ağaçlara asarlar.İçim bir hoş olur. Aynen senin şiirlerini okurken olduğu gibi...

    Sevgimle Asi kardeşim

    YanıtlaSil
  3. sizlerin yani nehiro nun ve sizin sayfalarınız birlrştiğinde... heralde okunmasına doyum olmaz her ikinizde o kadar güzel yazıyorsunuz ki.
    ben yorum yapacak kelime bulamıyorum.
    merakla bekliyorum

    YanıtlaSil
  4. çok yakında tüm sayfalarımız tek bir sayfa olacak ve şiirlerimiz oradan yayınlanacak...tüm dostlarımızı orada görmek üzere diyorum....

    YanıtlaSil