15 Şubat 2011 Salı

çocukları barıştır rüzgarlarla

ay ışığına çeksem ellerimi gözlerinden
sonra oturup yıldızları saysak
ağzın
ağzımda

bir gül olsaydım bu gün,
kapının önüne konulsaydım,
koklasaydın beni,
gülümseseydin,
gamze olup batsaydım sağ yanağına...
ahh benim şehla hüznüm,
bela hüznüm,
ela hüznüm,
gözlerinde batan güneş,
bulutların haseti
ve
dinmez hasreti ay ışığının...
terkediyor beni tanrın
yırtıyorum ne kadar kutsal kitabı varsa
asi oluyorum yeniden
bir daha
bir daha
bir daha
şiirlerimi doldurup koynuma
cehennemine koşuyorum...
bir gül olsaydım bu gün
kim vurgun olur benim kadar senin ellerine
ve
söylermisin
kimin boynu ince bir gül dalıdır senin ellerinde?
sana gelme isteğim var,
uçurtmaların kuyruklarına asılmak istiyorum
ama tüm çocuklar rüzgara küsmüş!
hani şöyle gelsem sana
yumsam gözlerini,
elinden tutup götürsem
ellerimi
ay ışığına çeksem gözlerinden
sonra oturup yıldızları saysak
ağzın
ağzımda...
...
koşsam diyorum sana
koşsam
koşsam
anlatsana bana
tahta bacaklı çocuklar
nasıl aşar dağları?
...
bir gül olsaydım kapında
gülseydin,
çocuklar barışsaydı rüzgarla
asılsaydım en mavi uçurtmanın kuyruğuna
bu gün
bu anda...
hadi
gül,
çocukları barıştır rüzgarlarla
ve
kopart at!
takılacağım ne kadar tel varsa
senle aramda...

2 yorum:

  1. mavi uçurtmalar,
    çocukların düşü...
    rüzgarlarla barışan çocuklar,
    binecekler
    ellerinde uçutmaları
    mavi yelkenlilerine...
    ...
    ve
    sözcükler/delice
    dökülecek
    o sonsuz denizlere...

    YanıtlaSil
  2. yavaş yavaş kitaba başlasak ve bu yorumlardaki kısalarıda çalsak, uzatsak, eklesek diyorum,
    birde resim verenimiz olsa her şey hallolacak ))

    YanıtlaSil