5 Ekim 2010 Salı


...
sustun,
gittin,
seni bekliyordum oysa ben...
sana,
toprak damlı evlere nasıl yağar yağmur
onu anlatacaktım
ve
o evlerde yağmura eşlik edip
türkü söyleyen çocukları...
gittin!
seni bekliyordum oysa ben,
"yağmurda üşümüş kuşlar gibiyim"...

...
biri tanıktır,
camdan,
kapıdan,
bahçeden beni gözlüyor
biri,
birileri...
sokağa ne zaman adım atsam
peşimdeler
biliyorum,
acımı tutanaklara geçirecekler
ve yüzüme okuyacaklar günü geldiğinde
yokluğun;
suçuma en büyük kanıt!
gittin,
dön gel
karanlıklara düşürüyor beni sessizlik...
biri,
birileri
beni gözeltliyor
tutanaklara geçiyor sensizlik...
...
yağmur yağıyor,
biri,
birileri;
bir kadın,
bir erkek
beni gözetliyor,
sokağa şemsiyesiz çıkmamı bekliyor,
pusu kuruyorlar sevdama,
ıslatacaklar,
suçüstü yapacaklar!
...
yağmur yağıyor,
biri
derin derin soluk alıyor ensemde
ağzı tıka basa,
tahrip gücü yüksek bir kahkaha
patlasa öldürecek...
...
sana
toprak damlı evlere nasıl yağmur yağar
onu anlatacaktım oysa
ve
eylül yağmurlarının güzelliğini...
...
gittin...
...
geldiğinde
gök gürlesin üç defa
korkup sana sarılayım...
...
a&m

2 yorum:

  1. Eylül yağmurları bir başka yağarmış...
    Toprak damlı evlere derler...
    bir başka şarkı söylermiş konan serçeler...
    ve eylül yağmurlarında üşümezmiş kuşlar...

    YanıtlaSil
  2. ne zaman gök gürlese,
    kendime sarılırım..
    iyi ki derim..
    iyi ki kollarım var..
    sonra
    sallanırım
    kollarımın ucunda
    ipek bir mendil olup

    gidenin ardından;
    ben
    sallanırım..
    giden gider..
    kendim(l)e kalırım..

    YanıtlaSil