14 Ekim 2010 Perşembe

yağmur bereli kırlangıç



ne kadarda severdim
o hallerini yağmurun,
sana
"sokağa çık,
birlikte ıslanalım" diyecektim
sustun!
siyah bir "sus" tun
birileri
düğmelerine basmıştı sustaların
ucu açık bıçaklar yağıyordu,
her damla
saplanıyordu etime,
kanıyordum
oysa
severdim o hallerini yağmurun
sana
"sokağa çık,
birlikte ıslanalım" diyecektim...
...
ucu açık bıçaklar yağıyordu,
delik deşik oluyordu
tenimde
dokunduğun
her yer
/parmak uçlarını
dilimin altında sakladım
korunsun diye
yinede!/
kanıyordum,
denize karışıyordum,
köpek balıkları
okyanuslardan
kan kokuma vuruyordu kendini
ve
sen
bilirsin
şemsiyeleri reddettiğimi,
sürüden ayrılan bir kırlangıcım üstelik
üstelik saçak altlarına haram demişim,
sesine sığınmışım
bilirsin...
yinede
sus-tun
gördüğün halde kanadığımı...
...
halen
akşamdan kalma
sadist bir yağmur
birer çelik ışıltısı
ve
bıçak iştahıyla
içime saldırmakta
ben;
yağmur yaralı kırlangıç...
yaralarıma
sardunya yaprakları basıyorum
ve
bir çocuk umuduyla
bekliyorum...
gök kuşağından önce gel,
aklım başımdan gitmeden...
...
"yağmur yağıyor,
sokağa çık,
birlikte ıslanalım;
kanım kanına karışsın"

2 yorum: